Yüzyıllarca bu adaya Ihla Formosa, Beautiful Island yani Güzel Ada denmiş. Tropik ormanları, değişik coğrafyası, ulusal parkları, denizi, hayvan çeşitliliği ile hala güzelliğini koruyor Tayvan. Politik farklılıklar yüzünden kominist hükümete karşı milliyetçiler bu adada bağımsızlıklarını ilan edip Çin Cumhuriyeti’ni kurmuşlar ve dünyaya asıl Çin biziz demişler. Olay böyle olunca da ,dünyada metrekare başına en çok insanın düştüğü bu küçük adada mikro bir Çin oluşmuş.
Dünyanın belki de en geniş mutfağına sahip Çin’in tüm yörelerinin en gözde yemeklerini bu ülkede herhangi bir yemek pazarında görmeniz mümkün. Dışarıda yemek yemek o kadar yaygın ki neredeyse her mahallede bir yemek pazarı bulunuyor. Sincan’dan Kanton’a, Pekin stilinden Füzyon’a ,hatta Japon ve Kore mutfaklarına kadar çeşit çeşit lezzetler sokak pazarlarında midelere indirilmeyi bekliyor. Tropik meyvelerin her çeşidini de bu lezzetlerin ardına sıralamak gerekir.
Ayrıca Tayvan’da geleneksel Çin Budizmi’nden, Konfüçyüzm’e , Taoizm’den değişik tanrılı dinlere, Çin’de yaşamakta olan tüm dinlerin yansımasını gözlemleyebilirsiniz. Şu an ülkede bu dinlere ait 15 bin tane tapınak bulunuyor.
Temmuz ve Ağustos aylarında ülkede en yüksek turist sezonu yaşanyor.Eylül ve ekim ayları ise halen havanın iyi olup daha uygun fiyatlara gezilebileceğiniz zamanlar. Kışın ise hava sıcaklığı 10 dereceye kadar düşüyor. Şu sıralar 1 Euro 41 Tayvan Doları’na denk geliyor. Bizim 8 gün kalmamız sırasında her şey dahil günlük bütçemiz kişi başı 1000 Tayvan dolarına denk geldi.
Tayvan’da konuşulan dil Mandarin. Çince bilmiyorsanız aynen Çin’de olduğu gibi burada da işlerinizi halletmekte çok zorlanırsınız. Bu yüzden eğer tren bileti falan alacaksanız veya bir yeri aramanız gerekiyorsa gerekli kelimeleri hosteldeki yetkiliye bir kağıda yazdırın. Turkcell hat ile mesaj gönderip alabiliyorsunuz. Scooter motor için ehliyet gerekmiyor. Elektrik sistemi ise bizdekinden farklı ve Amerikan,Japon sisteminden. Bu yüzden dönüştürücüye ihtiyaç duyabilirsiniz. Bütün hostel ve otellerde satılıyor.
Tayvan vizesine gelince.. Türkiye’den nasıl alındığına dair bir fikrim yok. Biz, vizeyi Endonezya dönüşü bir günlüğüne uğradığımız Singapur’dan aldık.Singapur’da Tayvan elçiliği bizden 2 fotoğraf ve 14 günlük vize süresince yetecek kadar bir miktarı gösteren banka hesabı (ki bu türkçe metnin internetten çıktısını aldım) çıktısı istedi. Saat 13.30’da yaptığımız başvuru sonucunda vizeyi ekspress olarak 15.00’da aldık. Ayrıca şunu belirtmek gerek;sabah biz vize almaya sadece fotoğrafla gittik. Gişedeki kadın bana bir belge verin mesela hesap çıktısı dedi. Yani bu belge gidiş dönüş uçak bileti de olabilirdi,otel rezervasyonu da olabilirdi.Aynı gün içinde vize 84 SGD (70USD), ertesi gün alırsanız 66 SGD(55USD).
Singapur Tayvan konsolosluğu adresi şöyle:460 Alexandra Road, #23-00, PSA Building
Singapur’dan Airasia ile Bangkok’a geçip Papua’da leş gibi olan elbiselerimizi yıkatıp 3-4 gün dinlendik. Bu arada Taipe’ye son dakika biletlerini araştırdık.Bangkok’tan Taipei’ye budget havayollarının uçuşu bulunmuyor. Kayak sitesinden yaptığımız araştırma sonucu en ucuz bulabildiğimiz bilet 170 Euro ile KLM’nin Bangkok’tan aktarma yaptığı Taipei uçuşu oldu. Bu sayede de ilk kez iki katlı uçağa binmiş olduk.
Tayvan hükümeti, budget havayollarına aynı Türkiye’nin Ryan Air, Easy Jet,German Wings gibi firmalara baktığı gibi sıcak bakmıyor. Rekabetten korkuyor, belki de sırt çantalı turist istemiyor. Bu uzun tartışılacak bir konu başlığı. Yani sırt çantalı ne getirir? Paket tur müşterisi ne getirir? Taipe’ye Kualalumpur ve Kota Kinabalu’dan Airasia, Singapur’dan Jetstar ve Tiger, Manila’dan da Cebu Pasifik 30-40 Euro’ya kadar düşen fiyatlar ile budget uçuşlar yapıyorlar.
Türkiye’den gelirken en kısa yol THY ve Air China’nın codesharing uçuşları ile Pekin veya Şangay üzerinden gidiş dönüş 700 Euro civarı ücretle gelebilirsiniz. Kore Havayolları ise Seul aktarması ile bir alternatif. Bunun dışında Kualalumpur, Singapur, Manila veya Hong Kong’a uçarak buralardan ucuz uçuşlarla kendiniz geçebilirsiniz. Halen Airarabia veya Fly Dubai’yi Colombo üzerinden Airasia’nın Kualalumpur aktarması ile Taipei’ye bağlamak tek yön 200-250 Euro arası maliyetlerle en ucuz olasılık olarak görülüyor.
TAIPEI
KLM’in rahat uçuşu ile Taipe’ye 50 km uzaklıktaki Taoyuan Uluslararası Havaalanı’na akşamüstü saat 6 gibi indik. Giriş işlemlerimizi hızlı bir şekilde tamamlayarak dışarıya çıktık. Shuttle Bus’lar sizi 20 tayvan dolarına Bangiao’da bulunan HST yani yüksek hızlı tren garına taşıyorlar. Buradan da 10 dakikada 120 Tayvan dolarına Taipei Main Station’a varıyorsunuz. Biz bu şekilde toplam 140 dolara yani 3.5 Euro’ya 30 dakikada merkeze ulaştık.Sonradan öğrendiğimiz otobüsler 90 Tayvan dolarına direk merkeze 50 dakikada götürüyormuş. O yüzden birazdan Şangay’a uçmak için gideceğim havaalanına otobüsle gideceğim. Ben taksiye binerim diyorsanız da 1200 TWD’yi gözden çıkarın.Otobüsler 4.30 am ile 10.30 pm arası işliyorlar.
Taipei’de süper bir metro sistemi ile hem şehir içi hem şehirler arası heryere bağlanıyor.Nerdeyse ülkenin her yerine yer altından metrodan bindiğiniz hızlı trenlerle, normal trenlerle ulaşabiliyorsunuz. Yer altında ise alışveriş merkezleri, barları, restoranları ile ayrı bir şehir daha inşa edilmiş. Yani yağmurlu bir günde hiç gökyüzünü görmeden her yere 5 dakikada gidebiliyor ve onlarca çıkış kapısının birinden gideceğiniz binanın dibine ulaşabiliyorsunuz. Bizim hükümetler onu bunu yapıyoruz diye biraz kendilerini avutuyorlar gibi geliyor bana çünkü dünya almış yürümüş gidiyor. Belki 50 yıl sonra az yemeyi becerebilirlerse biz bu teknolojilere ulaşabiliriz.
Taipei Main Station’un Z2 çıkışından kalacağımız hostelin bulunduğu binanın kapısının 10 metre önüne çıkarak kapısından girdik. Kalacağımız Hostel’in adı Travelers Holo Family House. K Mall alışveriş merkezinin 22. katında bulunan hostele iki kişilik oda için 900 Twd ödedik. Bu fiyata kahvaltı dahil, çay, kahve 24 saat ücretsiz, internet ücretsiz, wifi bulunuyor, odanızın camından bütün Taipei ayaklarınızın altında, odanızda klima bulunuyor ama tuvalet banyo ortak kullanım. Bize saray gibi geldi burası kişi başı 12 Euro’da aldığımız hizmete göre gayet makul.
Çantalarımız odaya attıktan sonra resepsiyona gidip ücretsiz şehir ve metro haritalarımızı aldık. Resepsiyonist kız bize kısaca ön bilgiler verdi. Karnımız zil çalıyor ve burası gelmeden önce herkesin çok övdüğü bir yemek ülkesi ve meşhur pazarlar arasından ilk seçtiğimiz Shilin Night Market.
Bu şehirde onlarca büyük yemek pazarı bulunuyor. Biz bunlardan 5 tanesini gezdik ama size özellikle 3 tanesini şiddetle tavsiye ediyoruz.
1.Raohe Night Market: Burası şehrin en eski yemek pazarı. Sokak boyunca hangisini yiyeceğinizi şaşıracağınız enfes yemekler dolu. Bu pazardaki tavsiyem harika dumpling denen mantılar, makarna üzerine kiremit tabaklarda yapılan soslu biftek tabakları ve keyfinize göre tropikal meyveler. Bazı popüler işletmelerin önünde aynı bankalardaki gibi sıra numarası ile onlarca sıra bekleyen görürseniz şaşırmayın. Raohe markete gitmek için metronun mavi hattı üzerinde bulunan Haushanpi durağında iniyorsunuz.
2. Shilin Market: Yine onlarca dükkan ve yine enfes yemekler. Burası koca bir halin içine kurulmuş kapalı bir pazar.U şeklindeki dev çelik ızgaranın üzerinde pişen etler, yine ızgaranın üzerine önünüze koyulan aliminyum folyoların üzerinde servis ediliyor. Pazarın içlerinde bu yer mutlaka dikkatinizi çekecektir.Özellikle kuzu eti ve somon balığı çok güzeldi. Bu markette bir çok işletme burada populer olan köpek eti satıyor.Bu konuda çekincesi olanlar dikkat etsinler.Giriş kısmındaki meyvesucular ve hemen sollarındaki meyve salatacı tavsiyemiz olur. Bu market kırmızı hat üzerinde bulunan Jiantan durağının hemen karşısında yer alıyor.
3.Shida Night Market: Burada hem güzel alışveriş yapıp hem de enfes yemeklerden tadabiliyorsunuz.Yerlilerin en gözde pazarı burası.Buharda değil de kızartılarak yapılan susamlı mantılar için sıra numarası alıp bekliyorsunuz ama bu mantılar şahane. Pazarın tam ortasında köşe başında bulunan meyveci abladan poşeti kapın, bütün tropik meyvelerden 3-5 doldurup afiyetle yiyin. İneceğiniz durak yeşil hat üzerinde bulunan Taipower Building.
Bütün metro istasyonarında trenin kapısı açılıp indiğinizde hemen karşınıza bir “you are here” haritası çıkacak.Bu harita üzerinde o metro istasyonu çevresindeki her yeri rahatça görebilir ve hangi çıkış kapısından çıkarsanız daha kolay ulaşacağızı anlayabilirsiniz. O kadar kolaylaştırmışlar ki işleri sanki kırk yıldır burada yaşıyormuş gibi kimseye bir şey sormadan seri bir şekilde ulaşıyorsunuz gideceğiniz yerlere.
Toplam 5 gece kaldığımız Taipei’de gördüklerimizden bir kaçırılmaması gerekenler listesi oluşturduk
1. National palace Museum
Tayvan tarihini, Çin sanat eserlerini, taboları, antika broz ve kiremit araç gereçleri görebileceğiniz 60 bin parça eserden oluşan bu müzenin Çin’dekilerden bile daha zengin olduğunu söylemek abartı olmaz. Shilin metro istasyonunda inip oradan 2 dakikada bir geçen otobüslerle saraya ulaşıyorsunuz. Giriş ücreti 100 twd.
2. Taipei 101
Burj el arab yapılınca biraz forsu düşsede 101 katlı bu dünyanın en yüksek ikinci binasına çıkarak, 91. katta yer alan terasında manzarayı ve derinlik sarhoşluğunu yaşamak uçaktan seyretmekten ayrı bir zevk.
3. Maokong
Taipe’yi çevreleyen dağların üzerinden, yeşillik kokan ormanların içinden bir Oolong çayı içerek izlemek ve buraya da muhteşem manzaralar eşliğinde teleferik ile çıkmak kaçırılmaması gerekenlerden. Kahverengi hatta son istasyon olan Taipei Zoo’da inerek hemen yakında bulunan istasyondan teleferik ile dağlara doğru bir yolculuk yapıyorsunuz. Teleferikten korkanlar için otobüs alternatifide bulunmakta.
4. Danshui
Taipei’nin kuzey ucunda deniz kenarında bulunan bu kasaba taze deniz ürünleri, tarihi caddesi ve evleri,tekne gezileri, bisiklet parkurları ile turistlerin en gözde yerleri arasında bulunuyor. Bu şirin sahil kasabasını kaçırmayın. Hatta alışveriş yapacaksanız hediyelik eşya dükkanları merkezdekilere göre çok daha fazla çeşit bulunduruyor. Kırmızı hattın son durağında bulunuyor.
5. Longshan Temple
Eğer onlarca güzel Taipei tapınakları arasından birini gezmek isterseniz hiç kuşkusuz ki bu Longshan olmalıdır. hem eski ve tarihi önemi olması hem de yerlilerin gözünde daha kutsal bir mekan olmasından dolayı yaşadığı yoğunluk size mistik ortamı daha iyi gözlemleme fırsatı sunuyor.Mavi hatta aynı isimli duraktan ulaşıyorsunuz.
Bu ilk beşi mutlaka diye sıraladıktan sonra zamanı olanlara genç ve dinamik caddeleri, gece barları ve eğlence hayatı ile Ximending’i, Chiang kai-shek adına yapılan Memorial Hall’u, Beitou’daki kaplıcaları, Bao-an tapınağını,Wulai’de trekking ve bisiklet parkurlarını tavsiye ederiz.
TAROKO GORGE, Hualien,Tayvan
Eğer adayı gezmek istiyorsanız da bizim mutlaka 2-3 gününüzü ayırmanızı tavsiye edeceğimiz yer Taroko Ulusal parkı olacaktır. Taipei tren istasyonuna giderek ki kaldığımız hostelden 5 saniye uzaklıkta bulunuyor, yavaş ve ucuz olan trenlerden birisine 200 twd’ye bilet aldık. Yaklaşık 20 dakikada bir tren bulunduğu için önceden alma ihtiyacı duymadık. Yolculuk gayet güzel manzaralar eşliğinde 2 saat 50 dakika sürüyor.
Bölgeyi gezmek için kalmayı seçtiğimiz kasabamız Hualien ve kalacağımız hostelde Amigos Hostel. Sadece dorm odaları bulunan yerin gecelik ücreti 450 twd. Bu ücrete kahvaltı dahil ve her konuda da gereğinden fazla yardımcı olabilecek kadar donanımlılar.
Gene çantaları odaya bırakıp resepsiyona indik. Bu sefer hem şehir hem ulusal park haritaları verilip. Yaklaşık yarım saatte şehir ve ulusal park gezi rotaları tek tek anlatıldı.
Hualie’ye indiğinizde açsanız size amigos Hostel’in yönlendireceği mantıcıya tavsiye ederiz. Parmaklarını yalayarak yiyeceğiniz mantılar Hualien’in en iyileriymiş. Gene haritada şehrin en iyi meyve suyu yapan yeri, en iyi çay içebileceğiniz kafesi,en iyi gece yemek pazarı gibi hakkını deneyerek verdiğimiz yerlerde tavsiye ediliyor.
Akşamüstü saat 5 gibi Amigos Hostel’in yönlendirdiği bir arka sokakta yer alan dükkandan 24 saati 400 twd’dan motorsiklet kiraladık. Ulusal parkı ve çevreyi motorla gezeceğiz. Hazır motor varken akşamı da değerlendirelim dedik ve biraz şehir dışında kalan en yoğun yemek pazarı olan Zihciang Night Market’e gittik. Yine güzel yemekler ve güzel kokularla dolu bir pazar daha midemizi şenlendirdi. Bu markette diğerlerinde görmediğimiz Tusi denen ve büyük tost ekmeklerinin içi oyularak içine et ve sebze konan yemeği denemenizi tavsiye ederiz. Tarzanca anlaşmaya çalıştığımız bize kanı ısınan dükkan sahibi o yoğunluğun arasında bize birerde içecek ikram etti. Ardından yemeğin üzerine mango,dragon,ananas,avakado,aleovera gibi meyvelerin karışımından birde meyve salatası mideye indirdinizmi kendinizi bomba gibi hissediyorsunuz.
Buradan şehrin diğer ucunda yer alan Nabin Night Market’e gittik. Artık yiyecek halimiz kalmadığından yemeklerden çok pazarın lunapark kısmında takıldık. Eski amerikan filmlerinde panayır yerlerinde olan ve çocukken Bolu panayırında oynadığımız bir çok ödül kazanılan pinpon topunu vazolora sokma, kasnak atma,basket atma,kaleye şut çekme,elle fırlattığınız topla şişeleri devirme,silahla balon patlatma gibi bir çok oyundan oynayıp bol bol güldük.
TAROKO ULUSAL PARKI
Sabah saat 9 gibi motorla yola çıkarak yaklaşık 25 km uzaklıkta bulunan ulusal parka gittik. İlk durağımız Shakadang Trail. Yürüyerek gidiş dönüş 6 km olan ve 3-4 saat arası süren parkur turkuaz göletler, şelaleler ile dou doğa harikası dar bir kanyon. Kanyonun darlığı Antalya’da ki Saklıkenti andırıyor. Kanyon içinden akan nehrin oluşturduğu berrak göletlerde yüzmemek için kendinizi zor tutuyorsunuz.
Shakadang parkurunu yürüdükten sonra ikinci durağımız Eternal Spring Shrine ve merdivenle tırmanıştan oluşan 1 saat süren Changchun Trail. Burada ki mağara tapınağı ve doğanın güzelliği, tepede ki tapınaktan da manzarayı izlemek kaçırılmaması gerekenlerden.
Biz bu 2 yürüme parkurundan sonra Swallow Grotto, Cihmu Bridge,Tunnel of Nine Turns Trail gibi yerlerde parkurları yürümeden kısa molalar vererek Tiansing’e kadar gittik. Yolda geçtiğiniz tüneller, köprüler vahşi doğayla adeta boğuşarak inşa edilmiş ve tüyler ürpertecek kadar inanılmazlar. Tiansing’te bulunan restorantlarda yemek yedikten sonra aynı yoldan geri hava kararmadan Hualien’e döndük. Park içinde sarp bir noktada yarım saat kadar yola düşen kayaların temizlenmesini bekledik, şehre 2 km kala yakalandığımız muson yağmurunda da 10 dakikada kafamızdan kovalarca su dökülmüş kadar ıslandık.
Ertesi sabah yürüyerek gittiğimiz tren istasyonundan biletini 200 twd’ye aldığımız tren yolculuğunda Tayvan’dan geçmekte olan tayfunun uğultusu, boğucu ve sıkıcı havanın tatsız manzaraları eşliğinde Taipei’ye döndük.
8 gün geçirdiğimiz Tayvan bizde güzel anılar bıraktı. Bisiklet yollları konusunda radikal politikasını sürdüren hükümet ve belediyeler, kitapçıları tıklım tıklım dolduran gençler, ingilizce bilmeyen bir halka rağmen turistlere bilgi sağlayan pano,harita,kitapçık ve flyerlar ile bu işi zekice çözen turizm departmanı, harika bir tren ulaşımı ağı kurup ülkelerini çağdaş ülkeler seviyesine yükselten Ulaştırma departmanı bizden tam puan aldılar.
Fakat Tayvan denildi mi herhalde aklımıza önce yemekler gelecek.Mantılar,meyveler, kebaplar,çorbalar,makarnalar.Löplöpçülere duyurulur, Semih mutlaka gelmeniz lazım bu ülkeye.Şimdiden o güzelim pazarları özledim.Umarım ilerde bir daha yolumuz düşer.
Bu arada Çin vizesini Bangkok’ta almayan Yekta İstanbul’a geri dönerken ben tek başıma Kuzey Kore’ye doğru yola çıkıyorum. Yekta’dan ayrılmanın burukluğunu yaşıyorum ama ne mutlu ki bana en iyi yol arkadaşım eşim.
